Can sıkıntısı; hayatın boş, anlamsız, amaçsız, yavaş, sıkıcı, hiç geçmeyecekmiş gibi hissedilmesidir.
Neden böyle hissedilir? Yalnız bu iç sıkıntısı fiziksel değil, hislerle ilgilidir. Sıkıntının birçok sebebi olabilir. Yaşanmışlıklar, içinde bulunduğumuz an ve gelecek kaygısı…
Yaşanan olumlu ve olumsuz durumlar bir tortu bırakır. Geçmişimiz içinde bulunduğumuz anı hatta geleceğimizi de etkiler.
İnsan hayatı, yaşanmışlıklarla doludur. Bazen olumlu durumlar ağır basarken, bazen olumsuz durumlar ağır basar. Olumsuz anlar can sıkıntısının başlıca sebebidir.
Sevdiğimize kavuşur mutlu oluruz, işe başlar havalara uçarız, çocuğumuz okulundan mezun olur, içimiz sevinçle dolar…
Bir yakınımızı kaybeder üzülürüz, kazancımızı kaybeder, dünyanın sonu geldi sanırız, sevdiklerimizle sorun yaşadığımızda hüzünleniriz…
Hayat inişli çıkışlıdır. Hiç kimsenin hayatı her zaman tıkırında gitmez. Bazen iyi, bazen kötü. Mutluyken zaman hızlı geçer. Acı yaşanırken zaman adeta durur.
Acı da tatlı da olsa her şey geçicidir. Acı çeke çeke geçer. Mutluluk hiç bitmesin istenir ama mutlulukta geçer. Ölümün bile acısı geçer. Sahip olduklarımız ilk önce mutlu eder ama sonra sıradanlaşır.
Yaşarken hiç bitmeyecek gibi gelen her şey er ya da geç biter. Yaşanan durum ne olursa olsun değişir. Değişmeyen tek şey değişimdir. Değişimi bilmek hem rahatlatır hem üzer. Üzgünseniz geçmesiyle teselli bulursunuz, mutluysanız geçmesine üzülürsünüz.
Dünyanın başka yerlerinde yaşayan, dilini bile bilmediğimiz insanların da canı sıkılıyordur. Çünkü duygular evrenseldir.
Hollanda’ya gittiğimde metroda insanları gözlemlemiştim. Canı sıkılanlar ve sıkılmayanlar beden dilinden anlaşılıyordu.
Canı sıkılan insanın; suratı asık olur, gözlerini kaçırır, yorgun görünür. Canı sıkılmayanların; yüzü güler, gözleri bile güler, canlı, enerjik durur. Yani beden dilimizden canımızın sıkılıp sıkılmadığı anlaşılır.
Can sıkıntısını gidermenin yolu kişiden kişiye değişir. Nasıl geçer can sıkıntısı? Geçeceğini bilmekle, müzik dinlemekle, film izlemekle, hareket etmekle, ibadetle, dertleşmekle, yazmakla, okumakla ve daha birçok yolla geçebilir.
Canınız sıkıldığında; şunu unutmayın er ya da geç geçecektir.