Mahir ODABAŞI

İskilip HEM ve merhum Metin Alkan müdür

Mahir ODABAŞI

Kıymetli okurlarım,

Kimi doğar, boş yaşar (akmaz kokmaz misali) ve ölür gider. Kimi de doğar, dolu dolu yaşar, imkânı oranınca insanlığa, doğaya, canlılara faydalı olabilmek için can atar ve akabinde o da ölür gider ama eserleri daima bâki kalır. Bazı insanlar vardır köyünün, ilçesinin, ilinin ismi ile özleşmiştir. O yörenin ismi gerek yerelde gerekse uzak şehirlerde anıldığında hemen yanında çağrışım yaptırır ve ismi geçer. Bu da her insana nasip olmaz. Milli eğitim personeli olarak bakanlık seminerlerine her gittiğimde Çorum - İskilip deyince ‘’Şu meşhur Halk Eğitim sizde demi?’’ sualine muhatap olmuş ve bundan da gurur duymuşumdur.

İskilip HEM ve merhum Metin Alkan müdür

İlk defa köylerde görev alacak öğretmenleri çalışmaya teşvik için şöyle bir örnek verilir. Eğer unutulmak istemiyorsanız;

Köyde gecenizi gündüze katıp bir eser bırakın. O eser bâki kaldıkça siz yâd edilirsiniz. Yok, eğer böyle bir uğraşı vermeden yan gelip yattınız, geleceği değil gününüzü düşündünüz. O zaman da tayininiz çıkınca eşyalarınızı kamyona yükleyin, kamyon okuldan yüz metre uzakta sizi beklesin. Sizde bu arada okulun camlarını kırıp karşıda bekleyen kamyona binip köyü terk edin. Okulun camlarını kıran öğretmen olarak unutulmazsınız.

Güzellikler toprakla yok olmamalıdır. Gelecek kuşaklara mutlaka ulaştırılmalıdır. Bende ‘’Hatırdakiler unutulur ama satırdakiler kalır ve gün yüzüne çıkar’’ niyetiyle kendi adıma anıları dinlemeyi ve yazmayı severim. Hele anılarda bir güzellik yakalamışsam hiç dayanamam vefa adına kaleme alırım.

Vefa:
Geleni çok iyi tanımadan alkış tutmamak
Gideni, adam gibi adam ise unutmamaktır.

1980’li yıllardan başlayarak kuruma emeği ile yön veren, kursiyerlerin, usta öğreticilerin ve çalışma arkadaşlarının gönlünde ‘’Efsane Müdür’’ olarak yer bulan İskilip eski HEM müdürü Metin Alkan Bey 12 Mayıs 2025 tarihinde hakkın rahmetine kavuştu. Metin Bey’i 2002 yılında tanıdım. Rutin denetimler kapsamında zaman zaman kurumuna uğradım. Makamına girdim beyefendi biri. Kendimi tanıttım. Ayağa kalktı çok samimi bir şekilde sarıldı. Hemen kahvemiz geldi. Namını duyduğum için biraz temkinli hareket etmeye çalışıyordum. Olur ya ‘’Bırak evrak sormayı, ben senin valinle, bakanınla muhatabım’’ der mi der. Çünkü arada tek tük de olsa kırk yıllık memuriyetimde ‘’Kimin oğlusun?’’ sualine ‘’Falanın yeğeniyim’’ cevabı verenlere de rastladım. Bu arada yardımcısını çağırdı. ‘’Bak Uzmanım burada kurum olarak ne yapmamız gerekiyorsa yapalım’’ dedi. Mutlu oldum. Çünkü bu cümle liyakatin bir eseridir. Liyakatli insanlar mevzuata hâkim olur ve yapamasa da gerekçesini lisani kibarla arz eder. Güce güvenmez.

Bakanlık denetim heyeti geldi. Dediler ‘’Bizi İskilip HEM götür’’ Neyse gittik. Metin Bey yine aynı şekilde karşıladı. Bizim arkadaş ‘’Şu var mı, bu var mı?’’ diye ince ince sormaya başlayınca Metin Bey’in daraldığını anladım. Çünkü o evraktan ziyade saha adamı idi. Dedim: ’’Ben buranın evrak eksik gediğini tamamlarım. Adam fabrika kurmuş Türkiye’ye hitap ediyor. Valiyi bırak senin bakanınla muhatap oluyor’’ deyince bu söylemim çok hoşuna gitti. Ondan sonra sahayı hep beraber gezdik. Gördüğümüz güvenlik önlemlerini lisani kibarla söyledik. ‘’O da derhal yapalım’’ dedi.

İskilip HEM ve merhum Metin Alkan müdür

İskilip deyince akla ilk önce HEM geliyor. Çünkü rutinin dışına çıkmayı, kabuğunu kırmayı başarmış bir kurum. Mobilya ve İç Mekân Tasarım alanında, ayakkabı sektöründe çok çeşitli taleplere cevap vermektedir. Yıllardır bu şekilde devam eden süreçte sayısız kursiyerler mesleği burada öğrenip, gerekli belgeleri alıp sonrasında Türkiye’nin her yerinde özel sektörde veya kendi işini kurarak mesleği icra etmektedirler. Bu da İskilip için çok büyük bir nimettir.

Metin Alkan Bey bakanlığa gider. Giderken üst kademe bir yetkilinin hanımına ayakkabı götürür. Ayakkabı 37 numaradır, hanımefendinin ayağını sıkar. Bir gün sonra Müdür Bey geri geleceğinden bir numara büyüğü ile değişimi için iade edilir. Metin Bey İskilip’e gelir, yardımcısına bu ayakkabının bir numara büyüğünü acilen ayarlamasını söyler. Fakat aynı serinin bir numara büyüğü yoktur. Müdür yardımcısı ‘ne yapacağız?’ diye düşünürken Metin Hoca ‘’La yavrum, ne kafaya takıyorsunuz. 37 numara etiketini sökün 38 numara takın, paketleyin geri verelim. Ayağım büyümüş diye hanımefendi kafaya taksın’’ der. Ne diyelim, merhum işte bu kadar pratik zekâya sahip biri idi.

Ya gitte bilem kıymeti ya öl de bilem kıymeti
Asıl olan var iken bilebilmektir kadri kıymeti

İskilip HEM’nin ismi ‘’İskilip Metin Alkan Halk Eğitimi Merkezi’’ olarak değiştirilince merhum çok sevinmişti. ‘’Yarın hak vaki olup ben bu dünyadan gidince ismim unutulmayacak yaşatılacak. Bundan daha büyük zenginlik ve mutluluk olur mu?’’ demişti.

Metin Bey’in rahatsızlığını duyunca vefa adına telefon edip geçmiş olsun deyince -beklemediğinden- çok sevinmişti. Samimi dost, misafirperver ve o çevresine göre havaya girmeden mütevazı olmayı muhafaza edebilen bir ağabey olarak hafızamda yer aldı. Netice olarak merhum, İskilip için bir değerdi.

‘’Önemli değildir şu dünyada makamda iken gelecek çiçekler
Lakin çok önemlidir, dünyadan giderken hayırla yâd edecekler’’

Metin ağabey, seni hayırla yâd ediyoruz. Rabbim mekânını cennet eylesin. Taksiratını hasenata tebdil eylesin. Başta ailesi ve sevenlerine sabrı cemil diliyorum.

Yazarın Diğer Yazıları