Uzaklarda olsan da uzak durma köyüne / Yarın öldüğünde önce köylün gelir evine
*
Üşürse yüreğin, ben olayım yorgan / Yolun karanlıksa, ben olayım fener / Bir ömür boyu yanındayım, İpek kızım / Sen benim dualarımdan gelen bir eser
*
Ne zaman geleceği belli değilken Azrail’in / Bu kin, bu nefret, bu çekememezlik neden / Yaşarken görmek istemediğin birisini / Neye yarar öldükten sonra görmen
*
Ah, ne güzel oynardık sokaklarda / ‘’Az daha, az daha!’’ derdik çağrılınca / Şimdi araya neler neler girdi / Duymaz olduk bağırınca
*
Gönül dünyam hiç dolmadı / Ne deyiysem olmadı / Geçti ömrümüzün çoğu / Mutluluk bizi bulmadı
*
Hele elden ayaktan düşmeye dur / Mal gelmez, mülk gelmez / Makam, mevkii hiç gelmez / Gelirse evlat gelir, dost gelir / Onlarda gelmezse, mutlak hüzün gelir
*
İçimde küllenmiş köz / Bırak, dokunma kalsın / Dokunsan ne çıkar ki? / Ne ben anlatabilirim / Ne de sen anlarsın
*
Nedir bu kin, nedir bu nefret / Birini kazanırken, diğerini reddet
*
Ah be anne!
Sağlığında görebilseydin şöyle bir resim / Ondan sonra ölsen de inan, gam yemezdin
*
Meğer bilememişim kader kıymet / Ne var anlat, bu kadar edecek nefretini? / Sende de var türlü türlü alamet / Hangi birini söyleyeyim?
*
Sözler duyulur, gözler bakar / Gelmezse içten sevgi, kim takar?
*
Bana ‘’ne’’ diyemem, herkesi evlat gibi bilirim / Yaşanmasın bir sıkıntı, ondan önce ben eririm
*
Kurulan hayallerin gelmedi sonu / Düşündükçe şu dünyada onu bunu…
*
Sar beni hayallerine, gidelim uzaklara / Yaşayalım hayatı, takılmadan tuzaklara
*
Yatlarım, katlarım olsa / Hizmetçiler el pençe dursa / Sofrada kuş sütü eksik olsa / Neyleyim sen yoksan eğer
*
Usta, hakkın olanı tam al; helali hoş olsun / Hakkından fazla alırsan, gözünde yaş olsun
*
Sakın ola, ağlatma, babayı / Ziyaret et; unutma atayı / Kabuk bağlayan gönüldeki yarayı / Hiçbir tabip iyileştiremez, be evlat
*
İster ilk olsun, ister son olsun / Yeter ki her daim bahar olsun / Baharda kavuştum sana ey yar / Bundan başka sebep ne olsun?