Mahir ODABAŞI

Anne, başka yere gidip çok para alayım mı?

Mahir ODABAŞI

Sınav sonuçlarına göre 81 ilimize bir şekilde gitme imkânımız vardı. Ama Anadolu insanıyız biraz ufkumuz kapalı biraz da sağı solu düşünme ağır basıyor. Bu bağlamda, Osmancık’ta tek başına kalan anneme telefon edip ‘’Anne, ben uzmanlık sınavını kazandım. Edirne’ye gidip bin TL mi alayım, yoksa Çorum’da kalıp beş yüz TL mi?’’ deyince,  ‘’Yavrum, uzağa gitme’’ dedi. Mecburen tamam, dedik.

Bu arada Çorum’da sadece tek uzmanlık kadrosu var ama üç tane daha müracaat var. Lakin onların puanı benden sonra ama ikide bir o kadroya falanı alacaklar diye telefon geliyor. Bunun üzerine Ankara’ya içişleri bakanlığına gittim. Mecitözü’nden olan ama insanlara pek yardımcı olmadığı söylenen Mahmut Bey diye birinin ismini kapıda görünce, içeri girdim. Kendimi -sınava girdiğimi, 7. olduğumu- tanıttım. Hatta yanında Teftiş Kurulu Başkanı ’da varmış. Ona, ‘’Başkan bak, hemşerim sınavı önlerden kazanmış’’ diye beni övdü. Bunun üzerine Çorum’da ki boş kadroya talip olduğumu ama başkalarının atanacağını duyduğumu söyleyince, ‘’Hemşerim, sen şöyle bir dilekçe yaz, gönder. Bana da sayı numarasını ver. Başkasını atasalar bile mahkeme ile yine sen atanırsın’’ diye yol gösterdi.  Bu bağlamda kendilerini daima gıyabi saygı ile yâd ediyorum.

Anne, başka yere gidip çok para alayım mı?

Özeti: Maalesef Anadolu’da ufku kapalı olmak var. Diğer taraftan da memuriyetin parasını gitmediğimiz şehirlere göre daha az alsak da belki annemizin veya Çorumluların duasını yaptığımız işlere göre çok aldık.  Tabii birazcık da nasip kısmet durumu var. Ayrıca, yukarı da Mahmut Bey örneğinde ifade ettiğim gibi her insan herkese aynı olmayabilir. Onun için -söylentilere bakıp- ön yargılara tamamen uymamak lazımdır. Bazen kapısını çalmak, bir selam vermek lazımdır. İş yapamasa da yol göstermesi iş yapması kadar önemli ve değerlidir.

ASKERE YOL ÜCRETİ VERİNCE

Kaymakamlıkta dairede arkadaşlarla oturuyoruz. İlçe Askerlik şubesinde askerliğini yapan Doğulu bir asker geldi. Memlekete izine gitmek istediğini ancak yol parasının olmadığını ifade ederek kaymakamlık sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakfından yardım talep etti. Oradaki görevliler böyle bir yardım olmadığını söyleyerek gönderdiler. O an çok üzüldüm. Çektim Askerlik şubesine gittim. Şube başkanına durumu anlattım ve ‘’Komutanım, uygun görürseniz o askere bir miktar yardım verebilir miyim?’’ dedim. Dedi: ‘’Sen bilirsin’’ Bunun üzerine cüzi bir miktar para verdim. Daireye geldim.

Sabah, okullarda dışardan derse girmek için ilçe milli eğitim müdürlüğüne dilekçe vermiş ama cevap olumsuz gelmişti. Öğleden sonra aradılar. ‘’Mahir Bey, falan falan okullarda ek derse girebilirsin, ihtiyaç doğdu’’ dediler.  Bunu duyunca duygulandım. ‘’Rabbim, Sen ne kadar büyüksün. Cüzi bir miktar yardıma, onun kaç katını ve öğretmenliğin manevi zevkini nasip ediyorsun’’ dedim.

Özeti: Birine yapılan yardımın miktarından çok samimiyeti ve o yardım yapılan kişinin o anda ki ihtiyacı önem arz eder. Atalarımız bunu ‘’çok veren maldan az veren candan’’ diye ifade etmiştir. Bazen de yapılan yardım anında misliyle iade olunur. O zaman da şükür bir fazla gerekir. (Lütfen yanlış anlaşılmasın bu mini örneği, örnek olması için arz ettim.)

Not: 18 Ekim2025 Çorum Kitap Fuarında kitaplarımı imzalayacağım. Davetlisiniz efendim!

Yazarın Diğer Yazıları