Mahir ODABAŞI

Anadolu'da mutluluk

Mahir ODABAŞI

Huzur, mutluluk, saadet, ferahlık güzel kelimeler. Herkes hayatında görmek ister. Lakin kimi her türlü maddi imkanlara sahip olduğu halde bir türlü bulamaz iken kimi de sınırlı imkanlara rağmen bu kelimelerin zirvesinde yaşam sürer. Özetle ‘Allah’ın her gününe binlerce şükürler olsun. Gördüğümüzden, yaşadığımızdan geri bırakmasın’ diye dua eder. Bu tür samimi dualara şahit olduğunuz zaman imrenirsiniz. Hatta bazen varlık (her türlü maddi imkanlara sahip olmak) darlık (ruh darlığı) darlık ise varlık (şükürle, sabırla ferahlık) mı getiriyor diye düşünmeden edemezsiniz. Benim burada esas üzerinde durmak istediğim basit şeylerle mutluluğu yakalamak üzerine olacaktır. Haydi buyurun bizlerde yakalamaya çalışalım…

*

Anadolu'da mutluluk

Yaşlı amcamız sabah namazına gitti. Namaz sonrası köy kahvesine uğradı. Sobanın karşısında bir masaya oturup ‘’La Memet, bana 100 gram bisküvi birde meşe közünde demlediğin taze çaydan ver.’’ diye seslendi. Bu arada ‘’Şu televizyonu açta yalancıları da dinleyelim. Bakalım memlekette neler oluyor. Bu hafta yağmur var mı?’’ diye seslendi. Diğer taraftan bir iki kişi daha geldi. Onlarda yine birer masa tuttular ve haberleri dinledikçe birbirlerine laf yetiştirmeye çalışıyorlar… Hükümetler kurup hükümetler yıkıyorlar… Mutlular…

*

Sabah namazından çıkıp kahvede iki bardak çay içtikten sonra evine geldi. Ahırdaki hayvanlarının yiyeceğini içeceğini verdi. Pinnikteki tavuklarını yemledi. Taze yumurtaları aldı. Bahçesinden de taz taze yeşilliği kopardı. Sobanın üzerinde mis gibi kokan ıhlamur da hazır. Hatun da güzel tahrana çorbası yapmış. Yufka ekmeğe meşhur Seki turpunu sarıp başladılar yemeye… Mutlular…

*

Teyzeler işlerini güçlerini bitirdiler. Evin karşısındaki kayanın başında oturdular. Memleketin altından girip üstünden çıktılar. Amcalarla yine aynı şekilde işlerini bitirince öğle namazına camiye geldiler. Ve namazdan sonra şadırvanda verdiler lafın gözüne… Mutlular…

*

Haftanın pazar kurulduğu gün ilçeye gittiler. Ufak tefek ürettiklerini sattılar. Haftalık ihtiyaçlarını aldıktan sonra komşu köylerden gelen dostlarla kahvehanede muhabbet ettiler. Sonra köyün traktörünün römorkuna binip yola koyuldular. Bu arada torbadan birer tane sıcak somun çıkarıp birkaç parçaya böldüler. Biri de tahin helva çıkarıp arasına koyun diye azar azar verdi. Zevkle yiyerek köye gittiler… Mutlular…

Özeti: Mutluluk bazen bir bardak semaver çayında, bazen fırından alınan sıcak somunu bölüp traktör römorkunda köye giderken yavan olarak ısırmakta, bazen hatuna ekmek arası döner yaptırıp özenle eve götürmekte gizlidir. Buna mukabil her türlü imkana sahip olmasına rağmen mutluluğu bir türlü yakalamayanlara (durmadan şikayet edenlere, doyumsuzlar) da sadece acınır. Çünkü mutluluk, huzur parada değil gönüldedir. Gönüllerinde mutluluğu yakalayanları görürseniz lütfen imreniniz… Ve ziyadeleşmesi için kalbi ve fiili dua ediniz… Çünkü millet olarak eski zamanlardan daha çok ihtiyacımız var…

TAVSİYE: Mahirane Söylemler – Susamak - Depremle Yaşamak - Kazalar Geliyorum Demez ve Hayallerin Peşinde-1 kitaplarımı mutlaka okumanızı ve evlatlarınıza okutmanızı samimi olarak tavsiye ediyorum. 536 5681141 No.lu telefondan iletişime geçerek,  (tanesi 200 TL) benden imzalı olarak temin edebilirsiniz.

Yazarın Diğer Yazıları