1. Gecenin içinde zaman gözetmeksizin arayabileceğiniz, istediğiniz zaman kapısını çalabileceğiniz, bütün sırlarınızı paylaşabileceğiniz bir dostunuz yoksa eksiktir yaşamınız…
2. Bazen öyle şeyler yaşarsın ki iç dünyanda, hiç kimseyle paylaşamazsın. Öylece kalakalırsın yağmurun altında. Sırılsıklam ıslanırsın da, ıslandığının farkına bile varmazsın. Yalnızlık böyle bir şeydir, paylaşamazsın.
3. Hiç kimse ulaşılamayacak kadar uzak ya da büyük değildir.
4. Her güzelliğin arkasında bir ayrılık sevdası olurdu. Ve her güzellik, içinde bir kötü niyeti, her kötülük de içinde güne çıkmamış bir iyilik taşırdı.
5. İnsan ne kadar çok severse ayrıldığında o kadar acı çekiyordu. Aşkta alınan haz, çekilecek acının sınırlarını çiziyordu... Beni Öyle Sev Ki Aşk Eski Bir Tarih Olsun…
6. Kuşku ve kıskançlık elmanın içindeki kurda benzer. Önce elma çürür sonra kurt ölür. Bir kurt girmeye görsün elmanın içine, bütün sepeti mah eder.
7. Dibi delik bir kova değil ki yaşam, geleceğini ertelemek niye? Cebimdeki bilet bile otobüsün kalkış saatine kadar geçerli. Gecikme ki, yarın çok geç olmasın…
8. O kadar dayanıklı, o kadar sağlam bir yanımız var ki, başkalarının yaralarını pansuman yaparken kan tutmuyor hiç birimizi, kolay dayanıyoruz, güçlüyüz…
9. Kim düşlerini yaşayabildi ki tam olarak, kim söndürebildi ki özlemlerinin ateşini? Kim susturabildi yüreğinin sesini? Yoksa hepimiz biraz kırılgan ve yalnız mıyız şimdi?
10. Aşktan uzak kalmak, güneşi unutup ay ışığıyla yetinmek gibidir. Oysa gece ne kadar aydınlık olursa olsun gündüz gibi aydınlık olabilir mi?
11. Kesilmiş bir damara benzer, karşılık bulamayan aşkın acısı. Bunu da ancak kan kaybedenler anlar.
12. Ağaç ne kadar sağlam olursa olsun güneşi göremezse meyvesi olgunlaşmaz. İnsanda aşktan geçmedikten sonra iyi insan olamaz.
13. İnsan tek başına cılız bir dere suyuna benzer. Aşka düşüp iki kişi olduğunda ise hızla okyanusa döner. Ve insan aşka düştüğünde, ölmek için bile özgür değildir. Tek başına hiç bir şey yapamaz.
14. Bir erkek bir kadını ne kadar çok severse sevsin, ne kadar çok arzularsa arzulasın, kadın istemezse değil bedenine, kadının tırnağına bile dokunamaz.
15. Çılgıncasına bir aşk yaşamamış insanlar kuru yapraklara benzerler. Dalından düşen o yaprakların rüzgarın estiği yere savruldukları gibi, o insanlarda sahte tebessümlere aldanıp, bir aşk yaşayacağını düşünerek yalancı sevdaların peşine düşerler. Ve bilmeden, sahte aşkların içinde her şeylerini heba ederler…
16. İlk önce zayıf ve hasta yapraklar düşşsede dalından, mevsim sonunda çırılçıplak kalacaktır bütün ağaçlar.
17. Sevgisiz ve aşksız geçen hayat, günü uykuyla geçirmeye benzer.
18. Bütün mal varlığınızı, paralarınızı, çek defterlerinizi önünüze doldursanız, en gelişmiş bilgisayarınızı açsanız, bu koca kent sizin de olsa, bir eşin, bir sevgilinin, bir aşkın verdiği sıcaklığı asla bulamazsınız. En kaliteli yaşam, bir aşk içinde sıcak bir yuvaya sahip olabilmektir.
19. Yüreğimin her sırrını, en dip ve en zor odalarını sana açmaya hazırım. İstediğin zaman yerleşebilir, istediğin zaman bir kentten bir başka kente göç eder gibi tüm anılarını ve eşyalarını toplayıp bir başka insanın yüreğine göç edebilirsin. Aşk, özgürlük ister. Zaten hepimiz göçmen kuşlar değil miyiz? Hangimizin yeri yurdu var ki…
20. Kıskançlık ve bencillik sadece sevgiyi ve aşkı değil, kadını da öldürüyor. İnsan tek başına yetersizdir. Kadın ve erkek birbirinin rakibi değil, birbirinin tamamlayıcısıdır. Yaşam, kadın ve erkekle güzeldir.
21. Yeni tanıştığımız her insan bir tohum gibidir. Bazen tohum başak olur, bazen ot. Başak olanlar buğday verir, ot olanlar saman olur. İyi çiftçiler başak, kötü çiftçiler saman üretir…
22. İnsanın hayata bağlanması bardağı dolduran damlalar gibi. Boş bardağı dolduran damlalar her ne kadar güzelse, bardağı taşıran damlalarda o kadar berbat değil mi?
23. Kapı kollarında ne kadar çok çoğalırsa parmak izleri, bilin ki büyük adamlardır o evin sahipleri.